Phrasal Verbs ( Öbeksi Fiiller)
Abide by:
Uymak, bağlı kalmak, katlanmak, razı olmak
Account for:
Açıklamak, hesap vermek
Add up:
Toplamını bulmak, bir anlamı olmak, akla yatkın olmak
Agree with:
…ile mutabık olmak
Allow for:
Hesaba katmak, dikkate almak
Answer back:
Terbiyesizce cevap vermek
Apply for:
Bir şey için başvurmak (iş, izin vs.)
Ask for:
İstemek, talep etmek
Avail (oneself) of:
Birşeyin avantajını elde etmek
Back away:
Korku veya hoşnutsuzlukla geri hareket etmek
Back down:
Hatalı olduğunu kabul etmek, boyun eğmek
Back down from:
Caymak, vazgeçmek
Back flow:
Tersine akış, ters akış
Back out:
Sözünü tutmamak, vazgeçmek, caymak
Back pay:
Geri ödeme, ödenmesi gecikmiş ücret
Back up:
Kopya almak, destek veya cesaret vermek
Be cut out for….:
……..için uygun olmak
Bear up:
Sabırlı olmak, tahammül etmek
Black out:
Bayılmak, kendinden geçmek
Block off:
Ayırmak için bariyer kullanmak
Blow out:
Üfleyerek söndürmek
Blow up:
Patlamak, havaya uçurmak
Break away:
Kaçmak, gözyaşları içinde kendinden geçmek
Break down:
araba, makine vs. bozulmak
Break in/ into:
zorla içeri girmek
Break in on:
Bir sohbeti bölmek
Break off:
Birdenbire kesilmek, durmak, kesmek
Break out:
Birdenbire, aniden başlamak
Break up:
Parçalamak, parçalama ayırmak
Bring about:
……..Neden olmak
Bring around:
İkna etmek
Bring out:
Yayınlamak, neşretmek
Bring up:
Yetiştirmek, büyümek, gündeme getirmek, bir konudan bahsetmek
Brush up on:
Tekrar etmek, tazelemek
Buy off:
Rüşvet vererek satın almak
Call at:
Uğramak, kısa ziyarette bulunmak
Call for :
Gerektirmek
Call of:
İptal etmek
Call on: ……e
uğramak , ezbere okumak, uğramak
Call up:
Telefon etmek, askerlik görevi için çağrılmak
Catch on:
Tutmak
Care for:
Sevmek, hoşlanmak, göz kulak olmak
Carry on:
Devam etmek, sürdürmek
Carry out:
Görev, emir vs yerine getirmek
Carry through:
Başarı ile tamamlamak
Catch up with:
Yetişmek, yakın olmak
Check in:
Kaydolmak, kayıt yaptırmak
Check up on:
İncelemek, kontrol etmek
Check out:
Ayrılmak, kayıt sildirmek
Cheer up:
Neşelenmek
Chop off:
Kesmek, kesip koparmak
Clear off:
Gözden kaybolmak
Clear away:
Dağılmak
Clear up:
Gerekli açıklamalar yapmak, anlatmak
Come about:
Meydana gelmek, vuku bulmak
Come across:
Karşılamak, rastlamak
Come around:
Kendine gelmek, şuurun yerine gelmesi
Come back:
Geri dönmek
Come down with :
Rahatsızlanmak, hastalanmak
Come in:
Girmek
Come into:
Miras kalmak
Come to:
Şuuru yerine gelmek
Come off:
Planladığı gibi meydana gelmek
Come over:
Tutulmak, kaplamak, ziyaret etmek
Come out:
Sonuçlanmak, ortaya çıkmak
Come up with:
Bulmak, aklına gelmek, düşünmek, bağışta bulunmak
Come up to:
Beklendiği gibi olmak, beklentilere cevap vermek
Count on:
Güvenmek, beklemek
Crack down on:
Ciddi tedbirler almak
Crop up:
Aniden ortaya çıkartmak
Cross off:
Listeden çıkartmak, silmek
Cross out:
Çizgi çekerek yanlış kısmını çıkartmak
Cut across:
Kestirme yoldan gitmek
Cut down:
Masraf/gider kısmak, azaltmak
Cut down on:
Kesmek, azaltmak
Deal in:
……ticareti ile uğraşmak
Deal with:
…..ile uğraşmak, ilgilenmek
Die down:
Gittikçe azalmak
Do away with:
Ortadan kaldırmak
Do over: Bir
işi tekrar etmek
Draw up:
Düzenlemek, yazmak
Drop by:
Habersiz ziyaret etmek
Drop in:
Habersiz ziyaret etmek
Drop off:
Uyuklamak, azalmak
Drop out:
Okul vs. bırakmak
Drop out of:
Sınıfta kalmak
Ease off:
Yavaşlamak, gevşemek, hafiflemek, (fiyat) düşmek
Eat out:
Yemek için dışarı çıkmak
End up:
Sonunda olmak, sonunda yapmak
Even out:
Denklemek, eşitlemek, eşitlenmek
Fade away:
Giderek azalmak, kaybolmak
Fall out:
Bozuşmak
Fall through:
Başarısızlığa uğramak
Figure out:
Anlamak, çözmek
Fill out:
Form, belge vs doldurmak
Find out:
Öğrenmek, keşfetmek
Fill up:
Tamamen-ağzına kadar doldurmak
Get across:
Birisine meramını anlatmak, iletişim kurmak
Get along with:
İyi geçinmek
Get away:
Kaçmak, uzaklaşmak
Get away with:
Bir işten sıyrılmak
Get by:
Hayatını sürdürmek
Get over:
Hastalık vs. kurtulmak, iyileşmek, hayal kırıklığının üstesinden gelmek
Get over with:
Nihayet bitirmek
Get rid of:
Kurtulmak
Get through:
Bitirmek
Get through with:
Bitirmek
Get up:
Kalmak
Give away:
Hediye olarak vermek, bağışlamak, ele vermek, birine bir şeyi bedava vermek
Give back:
Bir şeyi geri vermek
Give in:
Teslim olmak
Give out:
İlan vermek, bildirmek, dağıtmak
Go back: Geri
dönmek
Go back on:
Sözünden dönmek, sözünde durmamak
Go for:
Saldırmak
Go on: Devam
etmek, olmak, meydana gelmek
Go off:
Patlatmak
Go over:
Tekrar etmek, gözden geçirmek
Go through:
Gözden geçirmek, harcayıp bitirmek, ıstırap çekmek, tüketmek
Go through with:
Bitirmek, tamamlamak
Go with:
Uymak, uygun olmak
Grow up:
Büyümek
hand down: kusaktan kusaga devretmek, karar vermek
hand in: el ele, iletmek, teslim etmek
hand out: dagitmak, cikmasina yardim etmek
hand over: teslim etmek, aktarma
hang up: asmak, ertelemek, telefonu kapatmak
hear about: -den haberi olmak
hear from: haber almak
hear of: ogrenmek
hold off: defetmek, kacinmak
hold on: dayanmak, telefonda bekletmek
hold up: yukari kaldirmak, tutmak, desteklemek, gecikme
keep away: uzak durmak, uzak tutmak
keep in touch with: -ile temasi surdurmek, -ile iliskiyi koparmamak
keep off: uzak durmak, bir seyi yapmaktan kacinmak
keep on: yapip durmak, -e devam etmek, surdurmek
keep out: disinda kalmak, disarida birakmak
keep up: devam ettirmek, ayak uydurmak
keep up with: -e ayak uydurmak
lay off: isten cikarilmak
let down: hayal kirikligina ugramak
let off: cezadan veya bir vazifeden muaf tutulmak, patlamaya neden olmak
live on: yasamaya devam etmek, ..yiyerek yasamak
look after: cocuga bakmak, bakmak
look back on: hatirlamak, animsamak
look down on: -i hor gormek
look for: aramak, arastirmak
look forward to: sabirsizlikla beklemek, can atmak
look in: kisa bir ziyarette bulunmak
look into: incelemek
look on: bakip durmak, seyretmek, birlikte kitap okumak
look out: -e dikkat etmek, disari bakmak
look for: bulmaya calismak, -i aramak
look over: gozden gecirmek, incelemek, kontrol
look around: bakinmak, etrafina bakinmak
look up: gozleri yukari dikmek, sozlukte aramak
make for: bir yere yonelmek, ona dogru gitmek,
make out: bir seyi anlamak, ayirt etmek,
make up: meydana getirmek, barismak, makyaj yapmak
pass away: olmek,vefat etmek
pass down: soydan soya gecmek
pass for: olarak gecmek, diye kabul edilmek
pass out: bayilmak, kendinden gecmek,bir sey dagitmak
pay off: borcunun tamamini odemek
pick up: devsirmek, hizlanmak, rastgele bulmak, almak
point out: belirtmek, aciklamak
pull down: birisini uzmek, bir binayi yikmak
pull out: cekip cikartmak, uzaklasmak
pull through: ciddi bir hastaliktan kurtulmak, iyilesmek
put across: bir seyi acik ve net sekilde aciklamak
put aside: bir tarafa koymak,biriktirmek
put down: bir seyi yere koymak, oldurmek (hayvan)
put forward: bir fikir ortaya koymak
put off: ertelemek
put on: giyinmek, bir aleti calistirmak, eklemek
put out: sondurmek, ilan etmek, duyurmak
put through: arama yapmak, telefona baglanmak, basariyla tamamlamak
put up with: tahammul etmek
run across: rastlamak,karsilasmak
run after: kovalama, yakalamaya calismak
run away: kacmak, zor bir durum ile ugrasmaktan kacinmak
run down: araba ile birine carpmak, gucunu kaybetmek
run into: rastlamak, guclu bir sekilde vumak
run out: tukenmek, disari kosmak
run over: tasmak, kazara araba ile carpmak
see off: yolcu etmek, kapiya kadar gecirmek
see out: birseyi sonuna kadar gormek
see to: halletmek, ugrasmak, ilgilenmek
send for: birisini mesaj yoluyla gorusmeye cagirmak, posta ile siparis talep etmek
send out: bir seyin baska insanlara ulasmasini saglamak, uretmek
set off: yola cikmak
set out: -e koyulmak, -e kalkismak, yola cikmak, bir seye niyetlenerek ise koyulmak
set up: bir seyi kurmak veya baslatmak
show off: hava atmak
show up: varmak, gorunmek ortaya cikmak
stand by: zor durumdaki birisinin yaninda olmak, onu desteklemek
stand for: temsil etmek, bir kelimenin veya kelime grubunun kisaltmasi olmak, dayanmak, tahammul etmek, aday olmak
stand out: kolayca gorulebilmek
take after: benzemek
take apart: parcalara ayrilmak
take away: yerinden cikartmak, cikartmak
take back: geri almak, geri goturmek, eskiyi hatirlamak
take down: parcalara ayrilmak, yazmak
take for: bir seyle karistirmak, bir seyi konuyu veya kisiyi bir sekilde algilamak
take in: aldatmak, kandirmak, anlamak, elbise daraltmak
take off: kiyafetini cikarmak, ucagin yerden havalanmasi, taklit etmek
take on: bir isi veya sorumlulugu kabul etmek, ise almak
take out: bir seyi bir yerden cikartmak, bir yere biriyle gitmek
take over: bir seyin kontrolunu veya sorumlulugunu ele almak
take up: bir etkinlige baslamak, belli bir miktar zaman kullanmak veya caba harcamak, kiyafetin bir parcasini kisaltmak
tell apart: kisi ya da nesneler arasindaki farklari soylemek
tell off: azarlamak
throw up: kusmak, terk etmek, reddetmek, uretmek
try on: elbise denemek
try out: denemek
turn away: kabul etmemek, birinin iceri girmesine izin vermek
turn back: ters yone gitmek, geri donmek
turn down: reddetmek, bir aletin sesini kismak
turn into: baska bir seye donusmek
turn off: bir aletin calismasinin durdurmak
turn on: bir aletin dugmesine basarak calistirmak
turn out: olaylarin ve kisilerin beklenmedik bir hal almasi, bir aleti kapatmak
turn over: kontrolu birisine vermek, polise teslim etmek
turn to: yardim icin birisine basvurmak
turn up: bir seyin hizini, sesini, gucunu arttirmak, varmak
wash away: suyun hareketi ile bir seyi yok etmek
watch for: beklemek, gozlemek, kollamak
watch out: dikkat etmek
wear off: yavas yavas azalmak
wear out: bir seyi tukenene kadar kullanmak, birisini cok yormak
wind up: bitirmek, rahatsiz etmek, sarmak
wipe out: tamamen ortadan kaldirmak
work out: cozmek (problem), antreman yapmak